Motorumuzda bir çok sensör
bulunur. Yakıt sıcaklık sensörü, vuruntu sensörü, gaz pedalı konum sensörü,
motor sıcaklık sensörü, yağ basınç sensörü, kam ve krank mili sensörü, egzoz
sensörleri vb motor kontrol ünitesine devamlı sinyaller göndererek içten yanmaı
motorumuzun tekleme yapmadan ve istenilen oranda egzoz gazlarının çıkması için
çalışırlar.
İçten yanmalı motorumuzda
özellikle yağ basıncı çok önemlidir. Eskiden emme ve egzoz subaplarını kam mili
arasındaki boşlukları bir sentil yardımı ile belli bir boşluk oranında ayar
yapılırdı. Buna supap ayarı denirdi. Artık bu vazifeyi otomatik subap
ayarlayıcıları yapıyor. Ayrıca gelişmiş subap sistemlerinde avans ayarıda yine
yağlama sistemi vasıtası ile ayarlanıyor. Motor devrine göre içten yanmalı
motorumuzun yağlama sisteminde dolaşan yağın hızı arttıkça supap avan durumuda
değişkenlik gösteriyor.
Motor yağını aracın üst
külbütör kapağından koyduğumuzda yağ kanalları vasıtası ile alt kartere
dökülür.
Karter içerisindeki yağ
süzgecinden yağ pompasının vakumu ile çekilen motor yağı yine yağ pompası
basıncı ile çalışan motor malzemelerini yağlar ve yine kartere döner.
Çalışan motor malzemelerinin
yağlanması görevi dışında yağlama sisteminin birde ısınan malzemelerin
üzerindeki ısının belli bir miktar alıp kartere ulaştırması ile soğutma
görevide vardır.
Motor yağının silindir
içerisine geçmemesi için silindir kapak contası ve motor contaları haricinde
piston üzerinde de segmanlar bulunur.
Kompresyon sekmanı yanan
gazların yağ karterine inmesini, yağ sekmanı da motor yağının silindir
içerisine yani piston üstü ile silindir kapağı arasındaki yanma odası arasına
girmesini engeller.
Çalışan motor malzemeleri
sürtünmeden dolayı ısınır. Ayrıca silindir içerisinde iş zamanı sonunda da bir
ısı meydana gelir. Bu sıcaklığın belli bir seviyeye çıkıp daha fazla artması
istenmez. Eğer çok fazla bir sıcaklık oluşursa motor yağı ve motor malzemeleri
zarar görür. Belli bir seviye arasında yani çalışma sıcaklığında çalışan bir
motor verimli olarak çalışacaktır. İşte bu belli çalışma sıcaklığını sağlayan
sisteme soğutma sistemi denir.
Motor üzerinde genellikle
bir kayış vasıtası ile çalışan devridaim pompası , sistem içerisinde bulunan
antifrizi istenilen zamanlarda sistem içerisinde dolaştırır. Sıcaklık üst
noktaya ulaştığında termostat açılır ve antifriz motor içerisinden aracın ön
tarafındaki soğutma radyatörlerine ulaşır. Radyatördeki antifrizde motor
içerisine girer. Eğer motor yeterince soğumuş ise termostat kapanır.
Termostatın temel amacı
içten yanmalı motorun sıcaklığını belli bir seviyede tutmak olduğundan bir vana
vazifesi görüp açılıp kapanmaktır. Böylece ısınan antifriz dışarıya çıkacak ve
soğuyan antifriz tekrar motor içerisine dönecektir. Termostat olmasaydı soğutma
suyu devamlı devridaim yapacağından motor çalışma sıcaklığına çok zor ulaşacak
veya hiç ulaşamayacaktı.
Radyatörlerde soğutma suyu
yeterince soğuyamaz ise motor sıcaklık sensöründen bilgi motor kontrol
ünitesine gidecek ve sigorta/röleler vasıtası ile radyatör arkasındaki soğutma
fanı çalışır. Fan motoru genellikle yavaş ve hızlı olmak üzere iki kademelidir.
Soğutma sistemi içten
yanmalı motorun çalışma sıcaklığı arasında tam verimli bir sıcaklıkta
çalışmasını sağlayan bir sistemdir.
İçten yanmalı motorumuzun
ilk çalışması için harekete geçiren bir marş sisteminden söz etmiştik. Kontak
anahtarı marş konumuna geldiğinde marş motoru aküden aldığı enerji ile harekete
geçer ve volan üzerinde bulunan dişli vasıtasıyla krank milini hareket ettirir.
Böylece marş sistemi içten
yanmalı motorumuza ilk hareketi vermiş olur. Normal düz vitesli araçlarda ya
vitesin boşta olmalı yada debriyaja basılı olması, otomatik vitesli araçlarda
ise vites kolunun p veya n konumunda veya frene basılması marş sisteminin devreye
girmesi konusunda ön koşul olabilir. Marş sistemi enerjisini doğrudan aküden
alır. Peki, akünün devamlı dolu kalması için hangi sistem gereklidir? Biz bu
sisteme şarj sistemi diyoruz.
Krank kasnağından bir kayış
ile hareket alan alternatör içerisindeki diyot ve voltaj regülatörü sayesinde
bir doğru akım üretir.
Bu doğru akım akünün şarj
edilmesini sağlayacak ayrıca diğer alıcılara da elektrik yükü konusunda destek
olacaktır. Yeni nesil araçlarda alternatör, motor kontrol ünitesi vasıtasıyla
kontrol edilir. Yani her zaman aküyü şarj etmez. Aracın güç istemediği
koşullarda (frene basarken, yokuş aşağı inerken vb) durumlarda akü üzerindeki
bir akü sensöründen aldığı voltaj bilgisi ile alternatörü devreye alır veya
devre dışı bırakır. Bu şekilde hem motora binen yük azalacak hem de yakıt
verimliliği sağlanmış olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder