Bu Blogda Ara

29 Şubat 2020 Cumartesi

OTOMOBİL SİSTEMLERİNE GENEL BAKIŞ - 2


Motorumuzda bir çok sensör bulunur. Yakıt sıcaklık sensörü, vuruntu sensörü, gaz pedalı konum sensörü, motor sıcaklık sensörü, yağ basınç sensörü, kam ve krank mili sensörü, egzoz sensörleri vb motor kontrol ünitesine devamlı sinyaller göndererek içten yanmaı motorumuzun tekleme yapmadan ve istenilen oranda egzoz gazlarının çıkması için çalışırlar.

İçten yanmalı motorumuzda özellikle yağ basıncı çok önemlidir. Eskiden emme ve egzoz subaplarını kam mili arasındaki boşlukları bir sentil yardımı ile belli bir boşluk oranında ayar yapılırdı. Buna supap ayarı denirdi. Artık bu vazifeyi otomatik subap ayarlayıcıları yapıyor. Ayrıca gelişmiş subap sistemlerinde avans ayarıda yine yağlama sistemi vasıtası ile ayarlanıyor. Motor devrine göre içten yanmalı motorumuzun yağlama sisteminde dolaşan yağın hızı arttıkça supap avan durumuda değişkenlik gösteriyor.

Motor yağını aracın üst külbütör kapağından koyduğumuzda yağ kanalları vasıtası ile alt kartere dökülür.




Karter içerisindeki yağ süzgecinden yağ pompasının vakumu ile çekilen motor yağı yine yağ pompası basıncı ile çalışan motor malzemelerini yağlar ve yine kartere döner.


Çalışan motor malzemelerinin yağlanması görevi dışında yağlama sisteminin birde ısınan malzemelerin üzerindeki ısının belli bir miktar alıp kartere ulaştırması ile soğutma görevide vardır.

Motor yağının silindir içerisine geçmemesi için silindir kapak contası ve motor contaları haricinde piston üzerinde de segmanlar bulunur.


Kompresyon sekmanı yanan gazların yağ karterine inmesini, yağ sekmanı da motor yağının silindir içerisine yani piston üstü ile silindir kapağı arasındaki yanma odası arasına girmesini engeller.


Çalışan motor malzemeleri sürtünmeden dolayı ısınır. Ayrıca silindir içerisinde iş zamanı sonunda da bir ısı meydana gelir. Bu sıcaklığın belli bir seviyeye çıkıp daha fazla artması istenmez. Eğer çok fazla bir sıcaklık oluşursa motor yağı ve motor malzemeleri zarar görür. Belli bir seviye arasında yani çalışma sıcaklığında çalışan bir motor verimli olarak çalışacaktır. İşte bu belli çalışma sıcaklığını sağlayan sisteme soğutma sistemi denir.


Motor üzerinde genellikle bir kayış vasıtası ile çalışan devridaim pompası , sistem içerisinde bulunan antifrizi istenilen zamanlarda sistem içerisinde dolaştırır. Sıcaklık üst noktaya ulaştığında termostat açılır ve antifriz motor içerisinden aracın ön tarafındaki soğutma radyatörlerine ulaşır. Radyatördeki antifrizde motor içerisine girer. Eğer motor yeterince soğumuş ise termostat kapanır.




Termostatın temel amacı içten yanmalı motorun sıcaklığını belli bir seviyede tutmak olduğundan bir vana vazifesi görüp açılıp kapanmaktır. Böylece ısınan antifriz dışarıya çıkacak ve soğuyan antifriz tekrar motor içerisine dönecektir. Termostat olmasaydı soğutma suyu devamlı devridaim yapacağından motor çalışma sıcaklığına çok zor ulaşacak veya hiç ulaşamayacaktı.

Radyatörlerde soğutma suyu yeterince soğuyamaz ise motor sıcaklık sensöründen bilgi motor kontrol ünitesine gidecek ve sigorta/röleler vasıtası ile radyatör arkasındaki soğutma fanı çalışır. Fan motoru genellikle yavaş ve hızlı olmak üzere iki kademelidir.



Soğutma sistemi içten yanmalı motorun çalışma sıcaklığı arasında tam verimli bir sıcaklıkta çalışmasını sağlayan bir sistemdir.

İçten yanmalı motorumuzun ilk çalışması için harekete geçiren bir marş sisteminden söz etmiştik. Kontak anahtarı marş konumuna geldiğinde marş motoru aküden aldığı enerji ile harekete geçer ve volan üzerinde bulunan dişli vasıtasıyla krank milini hareket ettirir.




Böylece marş sistemi içten yanmalı motorumuza ilk hareketi vermiş olur. Normal düz vitesli araçlarda ya vitesin boşta olmalı yada debriyaja basılı olması, otomatik vitesli araçlarda ise vites kolunun p veya n konumunda veya frene basılması marş sisteminin devreye girmesi konusunda ön koşul olabilir. Marş sistemi enerjisini doğrudan aküden alır. Peki, akünün devamlı dolu kalması için hangi sistem gereklidir? Biz bu sisteme şarj sistemi diyoruz.

Krank kasnağından bir kayış ile hareket alan alternatör içerisindeki diyot ve voltaj regülatörü sayesinde bir doğru akım üretir.


Bu doğru akım akünün şarj edilmesini sağlayacak ayrıca diğer alıcılara da elektrik yükü konusunda destek olacaktır. Yeni nesil araçlarda alternatör, motor kontrol ünitesi vasıtasıyla kontrol edilir. Yani her zaman aküyü şarj etmez. Aracın güç istemediği koşullarda (frene basarken, yokuş aşağı inerken vb) durumlarda akü üzerindeki bir akü sensöründen aldığı voltaj bilgisi ile alternatörü devreye alır veya devre dışı bırakır. Bu şekilde hem motora binen yük azalacak hem de yakıt verimliliği sağlanmış olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder