Rudolf Diesel geniş kömür
yataklarıa sahip olan Almanya’nın petrole bağımlılığını azaltmak için kömürle
çalışan bir motor yapmayı hedeflemiştir. Bir tüpün içerisine koyduğu kömür
parçalarını bir piston yardımıyla tüpün içerisindeki havayı sıkıştırarak
kavların yanmasını sağlamıştır. 1885 de pariste bir laboratuar açmış, 1892 de
ilk patentini almış ve 1893 te de 3 metrelik demir silindirli, pistonlu bir
düzenek hazırlamıştır.
Diesel bu motora atmosferik
gaz motoru adını verdi ve 1897 yılında motorunu gururla tanıttı. Daha sonraki
yıllarda dizel motoruna talepler gelmeye başlamış ve 1924 man firması 1936
yılındada Mercedes firması ilk dizel motorlarına sahip araçlarını piyasaya
sunmuşlardır.
Otomobilin ortaya çıkışından
itibaren gelişmiş ülkelerde insan ve yük taşımacılığı konusunda ana ulaşım
aracı olarak kendini kabul ettirmiştir. Dünya üzerinde 1907 yılında 250000 olan
otomobil sayısı , 1914 te Fort Model T nin ortaya çıkışıyla 500000 ne
ulaşmıştır.
2017 verilerine göre
dünyadaki otomobil üretimi 97 milyondur.
Otomobiller bir yerden başka
bir yere ulaşım konusunda önemli bir ulaşım aracı olsa da bu esnada
otomobillerdeki güvenlik ve konforda önemli bir ölçüde gelişmiştir ve gelişmeye
devam etmektedir. Fren sistemlerinden tutunda, otomatik farlara,
koltuk ısıtmasından şerit takip sistemlerine kadar bir çok sistem otomobil ile
birlikte iç içe çalışmaktadır. Aslında bu sistemler ileride piyasaya sürülecek
olan ve her kesimin kullanacağı otonom araçlarında temelini oluşturmaktadır.
İçten yanmalı motorların
yerini alacak olan elektrikli motorlar ve bu motorlar ile donatılmış otonom
araçlar bize ve ulaşım sektörüne her açıdan kolaylık sağlayacaktır. Trafik
kazaları neredeyse sıfır rakamına ulaşacaktır.
İnsanlar araçlarına
bindiklerinde araç istenilen yere kendisi gideceğinden ve sürücülerin
direksinla çok da fazla işi olmayacağından araç içi multimedia sistemlerine
daha verimli ve fonksiyonel olarak gelişecektir.
Artık araçlarımızda sosyal
medyada gezinerek elimizde hkahve bardağı ile yolculuk yapabileceğiz. Daha
ileriki yıllarda otonom uçan otomobiller piyasaya sürülecek ve yollara da
ihtiyaç duymayacağımız dan hem mesafeler kısalacak hemde keyifli bir yolculuk yapacağız.
Otonom sistemler tam olarak
geliştiğinde artık servislerde yağ değişimi ortadan kalkacak ve onun yerine
aracın digital fonksiyonlarını geliştirecek güncellemeler ve yazılımları satın
alacağız. Kazalar olmadığından kaporta işlemleri de yok denecek kadar az
olacaktır. Kendini yenileyebilen kaporta malzemeleri kullanılacaktır.
Robet Bacon 13. Yy da
yazdığı bir mektupta;
“At ile çekilmeden hayal
bile edilemeyecek hızda hareket eden bir aracın yapılabileceğin” söz etmiştir.
Şu anki otomotiv
sistemlerinin geldiği durumda tam da bu şekildedir ve hatta daha da ilerideyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder